BTP Genel Başkan
Yardımcısı Ahmet Erimhan, BTP Genel Başkanı
Prof. Dr. Haydar Baş’a yönelik kaynağı
kamuoyunca malum olan adres tarafından gündeme
getirilmeye çalışılan iftira kampanyasıyla
ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Erimhan,
“Türk milletinin çocuklarını
yabancı güçlere misyonerlere asker yapmak
isteyenlere karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin
tam bağımsızlığını savunarak karşı duran
Prof. Dr. Haydar Baş’a her gün asılsız
iddialar ortaya atarak iftira çukurunda
debelenenler sonunda “Prof. Dr. Haydar Baş’ın
kaç çocuğu var?” hezeyanıyla iyice gülünç
duruma düştüler. Hatırlatırız ki
Prof. Dr. Haydar Baş’ın evlatları gerçekten
de az değildir, 70 milyon Türk milletinin
kendisidir. Çünkü Prof. Dr. Baş bu
millettendir. Millet de O’ndandır”
dedi.
Adli makamları kendi iftiraları ile meşgul
edenlere karşı hukuk önünde verilen cevap ve
şikayetlerimiz sanki ortada bir suç varmış
izlenimi oluşturmaya yönelik haber yapılmaktadır.
Bu çirkin yöntemin içeriğindeki yalan ve
yanlış bir tarafa aynı zamanda Basın Kanunu’nun
ilgili maddelerinin de ihlalidir.
Medeni kanunumuzun 286–301 maddeleri arasında
düzenlenen hükümlere göre Ana–baba ve
çocuk arasındaki soy bağı ile ilgili
konularda itirazda bulunmaya, dava açmaya anne,
baba ve çocuk yetkilidir. Bunun dışındaki
kişilerin bu konuyu irdeleme hakları yoktur. Bu,
kişi haklarının ihlali ve aile mahremiyetine müdahele
anlamına gelir. Anayasamızın 20. maddesi “Herkes
özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini
isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile
hayatının gizliliğine dokunulamaz.” hükmünü
getirmiştir.
Genel Başkanımıza iftira atarak haber yapanlar
Anayasa başta olmak üzere tüm hukuk mevzuatını
ihlal etmektedirler.
Hatırlatırız ki Prof. Dr. Haydar Baş’ın
evlatları gerçekten de az değildir, 70 milyon
Türk milletinin kendisidir. Çünkü Prof. Dr.
Baş bu millettendir. Millet de O’ndandır.”
“Kampanyaya dönüştürülmeye çalışılan
bu zoraki gayretkeşliğin nedenini, önceki gün
akşam bu konuyu haber yapan malum kaynağın
televizyon sunuşundan rahatlıkla anlayabiliriz:
“Türkiye’de ABD’ye karşı olanlar çok az
bir kesimden oluşuyor. ABD’ye karşı olan
parti liderlerinden birisi de Haydar Baş’tır.
....Ve işte o Haydar Baş’ın 18 çocuğunun
bulunduğu biliniyor.”
“Sirkatini söyler merdi kıpti, şecaat
arzederken” misali söz konusu kaynak,
içindeki sıkıntının nedenini işte bu haber
başlığı ile ortaya ve ortalığa dökülüyor.
Bir yandan AB–ABD karşıtı olmayı bir suç
olarak göstermeye ve böylece mekan tutuğu
okyanus ötesi toprakların sahiplerine yaranmaya
çalışıyor, öte yandan çocuk sahibi olmayı,
bu vatana evlatlar yetiştirmeyi sorgulamayı
hedefliyor.
Çocuksuz olmayı, münzeviliği, rahip hayatı
yaşamayı ve bunu kurumsallaştırmayı görev
addedenlerin örfe uygun, Türk milletinin inancı
olan İslam’a uygun ve de hukuka uygun bir
hayattan rahatsız olmaları başlı başlına
manidardır.
Çünkü onlar vatan kavramının içini boşalttılar.
Din kavramının içini boşaltılar. Ve de son Türk
devletini hedef tahtasına oturtan güçlerle işbirliği
içinde bulunuyorlar.
Bu komplo ve iftira kampanyasının bir
ayağını da muhafazakar demokrat iddiasıyla
milleti aldatıp Batı ahlakını – örfünü
ve hayatını kısaca batıyı da aslında
bitiren – kokuşturan değerli Türk milletine
AB’ye uyum adına dayatan, zinayı serbest
bırakan yasaları çıkaran siyasi odaklardır.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın hedef tahtasına
oturtulmasının nedeni; ülkemizi teslim
almak isteyen küresel güç odaklarının
tuzaklarını deşifre eden ve onurlu bir
duruşla Türk milletine dayatılan senaryolara
karşı milletimizi kendi değer ve imkanlarıyla
ayağa kaldıracak tezi, modeli ve kadroyu Türk
milletinin önüne koymuş olmasıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın fikir ve tezlerine
karşı söyleyecek sözü olmayan, yüzleşecek
cesareti olmayan taşeronlar kendilerine verilen
rol ve görev paylaşımı çerçevesi
içerisinde paslaşarak, bu ülkenin direnç
merkezini oluşturan Genel Başkanı Prof. Dr.
Haydar Baş’ı yıpratmaya çalışmaktadırlar.
Kısaca oyunun adı budur. Millete karşı
kurulan tuzak budur!
Aile hayatları olmayanların, dışardan güçlerle
gizli – tehlikeli ast – üst ilişkisine
girenlerin bu milletin gözü önünde yaşayan
Genel Başkanımıza zarar vermeleri düşünülemez.
İnternet çöplüklerinde haber üretip, en
özel mahremini satılığa çıkaranların
mahkum olmuş sözde kalemlerini satın alarak
pazarlayanların sorgulanmaları kaçınılmazdır.
Çünkü onların nerede yaşadıkları
ortadadır, ne dedikleri ortadadır, kimlerle
işbirliği tuttukları ortadadır. Bu satışın
siyasi ayağını oluşturan adreslerin gelip
oturdukları liman da ortadadır.
Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş ise bütün
şeffaflığı ile ve bu milletin örfüne –
geleneğine ve kurallarına uygun, isteyen
herkesin ulaşabileceği bir yakınlıkta milleti
ile iç içe gönül gönül’e yaşıyor.
“Bu vatan bizimdir bizim kalacak”
diyor. Ülkenin içinde bulunduğu
kuşatılmışlıktan milletini haberdar ediyor
ve çözüm paketleri hazırlıyor, bu badireden
çıkış yolları gösteriyor. Kader ve tarih
mutlaka hükmünü icra edecek bugün bütün çıplaklığıyla
ortada duran gerçekler yalancı ve müfterilerin
ayaklarına dolanacaktır.”
[09.07.2005]
|